FATMA ZEHRA GEDİK (AKYİĞİT)

Gelip geçiyor önümden vakti gelen.

Vakit gidiyor,

Öyle dalıp giden gözlerime dargınım.

 

Seçip geliyorken azrail melek alacağı nefsi,

Bağrımda yanıp duran nefesim,

Duracak diye bu telaşım nedir?

 

Tebessüm, olduğu yerde düşüp kalacak gibi

Sendeliyor dudağımın kenarında.

 

Gözlerimde söndü sönecek

bir mum alevi ürküyor;

Güneşten, elektriğin gelmesinden…

 

Vakti nihayete erince

çekip gidiyor yol gözleyen.

Akıp giden yaşlarımı geri ister

kızaran bakışlarım,

Beyhude, bilirim.

 

Yürümekten yorulup incinen

terleyişime sarılasım var,

İlk adımlarını atmaya çalışırken

göğsüme çarpıp düşen kalbim gibi,

Ufacık bir çocuğun alnındaki gibi,

silinip sadece öpülesi…

 

Elinden tutup kaldırasım var

Yüzümden düşen her bir parça hissi

 

Karşıdan karşıya geçecek mecali

kalmamış bir baston gibi vefalı,

Omuzlarımda taşıyasım var

Mumun ışık gelince içine çekilen

damarlarındaki üşümüş kanı

 

Sırtıma alıp gezdiresim var

gecelerde hayallerimi,

Zahirin zehrini emip tüküresim gündüze…

 

Çığlıkları susmuş sesime

öyle derin gülümseyesim var ki

Manidar, bilirim.

 

Bile bile yaşayasım var ölür gibi,

sonsuza uyanasım…


Yorum bırakın

BİŞNEV DERGİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et